Şirketlerimizin Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendirebiliriz?
Galatasaray Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İşletme Bölümü
vdemir@gsu.edu.tr
Hepimizin bildiği üzere dünyada ve ülkemizde Korona (Covid 19) pandemisi insanları oldukça fazla etkilemektedir. Pandemi, tüm iş ve iş yapış şekillerinde zorunlu değişikliklere gidilmesine, ülkelerin tüm politikalarını değiştirmesine, sınırların kapatılmasına ve birçok konuda köklü değişiklikler yapılmasına neden olmuştur. Bugünlerde insanlar sağlıklarını nasıl koruyacakları konusunda tüm uyarı ve haberleri takip etmekte ve tavsiye edildiği gibi bağışıklık sistemlerini güçlendirmeye çalışmaktadırlar. Bu süreçte kuşkusuz tüm sağlık çalışanlarımıza verdikleri emekler ve katkıları için şükranlarımızı sunuyoruz.
Kuşkusuz bugünlerde öncelik insanlarımızın sağlığı ve toplumun sağlığını korumaktır. Bu yazımda; şirketlerin de insanlar gibi bağışıklık sistemlerinin olduğu ve bu bağışıklık sistemleri bozulursa sürdürülebilirliklerini sağlayamayacaklarından hareketle neler yapılabilir konusunu bazı ana hatlarıyla ortaya koymaya çalıştım.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?
Son günlerde en fazla okuduğumuz, dinlediğimiz ifadelerden biri budur. Bu ifadeleri kullananların elbette ortaya koydukları haklı savları vardır. Ama ilk önce şunu belirtmek gerekir; bu salgından önce de hiçbir şey eskisi gibi olmuyordu. Değişim süratle devam ediyordu ve hala da devam ediyor. Daha önce ekonomik hayatta meydana gelen değişimler, ekonomi biliminin temel varsayımları ile açıklanabiliyordu. Bu salgın bize “belirsizlik ortamlarında karar alma ve yönetim” kavramının önemini anlatmaya başladı. Dünyada (istisnalar hariç) çok uzun zamandır olmayan bir ekonomik durum oldu, arz ve talep birlikte düştü. Gelişmiş ülkeler bu durumu para basarak, faiz düşürerek aşmaya çalışmakta, gelişen ülkeler ise daha tedbirli politikalar geliştirmeye çalışmaktadırlar.Zorunlu olarak dijitalleşşiyoruz
Dijitalleşme ile ilgili binlerce makale, dergi yayınlandı, konferanslar yapıldı, ama içinde bulunduğumuz durum normalde 10 yılda gelinecek “dijitalleşmeliyiz” mantığını birkaç haftada devreye soktu. Devletler, bankalar, üniversiteler, şirketler uzaktan çalışma yöntemine geçiverdi. Üretim yapan işletmeler ise zorunlu üretim yerleri hariç bu duruma uymaya çalıştı. Ülkelerin artık düşünmeleri gereken konu bu kadar dijital veriyi güvenli olarak nasıl depolayacaklarıdır. Şirketlerde ise bu kadar dijital veriyi nasıl işleyip kullanacakları konusuna eğileceklerdir. Yani zorunlu ve hızlı dijitalleşmenin rüzgarı uzunca yıllar hissedilecektir ve artık büyük veri (big data) gerçeği ile yüzleşme zamanı geldi.Şirketlerde doğru insan kaynakları politikası
Pandemi nedeniyle ekonominin ve hayatın yavaşlaması, şirketleri çalışanların maliyetleri konusunda endişeye sevk etmektedir. Büyük ve kurumsallaşmış şirketler bu konuda daha planlı ve iş güvencesini esas alarak politikalar belirlerken KOBİ ölçeğinde ve işletme sermayeleri nispeten daha zayıf olan şirketlerin devlet tarafından desteklenme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bununla ilgili ülkemizde bazı adımlar atıldı ve atılmaya da devam etmektedir. Ancak bu durumun “iş güvencesini” daha da teşvik edici hale gelmesi gerekmektedir. Şirketlerin ise bu durumda panikle ve ani kararlarla davranmak yerine, birkaç ay sonra normalleşme başlayınca nitelikli iş gücü ile işlerine devam etmeleri konusunda politikalar geliştirmeye çalışmaları gerekmektedir. Bu durumun geçici olduğu unutulmamalıdır.Kurumsal iletişim politikalarımız var mı?
Özellikle de bu tür öngörülmesi zor krizlerde, tüm paydaşlar şirketlerden haber almak istemektedirler. Şirketlerin bu tür durumlara karşı kurumsal iletişim stratejileri belirlemeleri ve uygulamaya sokmaları kurumsal itibarı oldukça artırmaktdır.Şirketlerin olmazsa olmazı “Kurumsal Yönetim”
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD)’nin Kurumsal Yönetim tanımı şöyledir; bir şirketin, hak sahipleri ve kamuoyunun menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde mali kaynakları ve insan kaynaklarını kendine çekmesini, verimli çalışmasını ve bu sayede de hissedarları için uzun dönemde ekonomik fayda yaratacak istikrar sağlamasını mümkün kılan kanun, yönetmelik ve gönüllü özel sektör uygulamaları bileşimidir.Kurumsal yönetim; yönetim kurulu, pay sahipleri ve şirketin üst düzey yönetimi arasındaki ilişkileri düzenleyen bir sistemdir. Bu sistemin ilkeleri ise; adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluktur.
Şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerin uyum düzeyi ne kadar yüksek ise krizler karşısında sürekliliklerini devam ettirmeleri de o kadar kolaydır. Çünkü bu sistemin ilkelerini özümsemek şirketlerin bağışıklık sistemlerini her zaman güçlü tutmaktadır.